Alexandre Najjar - Gökbilimci (Tarihi Kurgu Kitaplar - No:19)

By | 11:20 Leave a Comment

Galileo Galilei: "Yine de dönüyor!"





Çeviren: Sevim Akten
204 sayfa
Baskı Tarihi: 1999
Özgün Adı: L'Astronome


Gökbilimci, Lübnan edebiyatının 'yeni yıldızı' Alexandre Najjar'ın tam anlamışla bir tarihsel 'aşk ve macera' romanı: XVII. yüzyıl başlarında Medicilerin Floransa'sı; Paris'li genç gökbilimci, romantik François; dinsel gericiliğin hedef tahtası olmuş aydın-bilimadamı büyük Galileo Galilei; daha sonra, 1633 yılında İstanbul'da idam edilecek olan ve romanın geçtiği dönemde Toskana'da Medicilerin sarayında sürgünde bulunan Lübnan'ın dürzî Emiri II. Fahreddin ve binbir Gece Masalları'ndan çıkmış güzeller güzeli Najla... François ile Najla'nın ölümsüz ama olanaksız aşkları... Galileo Galilei'nin ünlü duruşmasıyla sona eren Gökbilimci bir solukta okunan büyüleyici bir 'fantastik ve trajik destan'.








Galileo Galilei (d. 15 Şubat 1564 – ö. 8 Ocak 1642), İtalyan fizikçi, matematikçi, gökbilimci ve filozof. Galileo hem yüzyıllardır hakim olan Aristoteles akımından, hem de Kutsal Kitap'tan şüphe duyarak Orta Çağ'daki bilim anlayışında devrim yaratmıştır. İtalya'nın Pisa kentinde dünyaya gelen Galileo, ilk önce tıp eğitimine başlamış, sonra ilgisi matematik ve felsefeye dönmüştür. 25 yaşında Matematik profesörü olan Galileo, genç yaşlarından itibaren hareket hakkında kendi başına deneyler yapmaya başlamıştır. 1609'da yapılmış basit bir teleskoptan ilham alarak daha üstün teleskoplar geliştirmiş ve uzay hakkında daha önce hiç yapılamamış gözlemler yapmıştır.

Gökbilimi ve Teleskop: Galileo 1609'da Hollandalı bir mucitin icat ettiği teleskobu bir arkadaşından aldığı mektuplar aracılığı ile öğrenmişti. Bu mektuplardan yola çıkarak ve kendi becerilerini kullanarak bir dizi teleskop geliştirmeye başladı. 1610'da bir cismi 30 kez büyüten bir teleskop geliştirdi. Sonrasında teleskoplarını kullanarak uzayı gözlemlemeye başladı.
Mayıs 1610'da gözlemlerini Siderus Nuncius (Yıldız Habercisi) adlı kısa kitabında yayınladı ve bu çalışma büyük bir heyecan yarattı. Kitabında Ay'ın yüzeyinde dağlar olduğunu, Samanyolu galaksisinin küçük yıldızlardan oluştuğunu ve Jüpiter gezegeninin dört uydusu olduğunu söylüyordu. Ayın yüzeyinin pürüzsüz ve kusursuz olmadığını, dağ ve çukurların olduğunu gördü.

Galileo, Temmuz 1610'da teleskobunu Satürn gezegenine çevirdi ve Satürn'ün üç parçadan oluştuğunu gördü. Teleskobu Satürn'ün çevresindeki halkayı gösteremiyordu ve halkayı iki tarafında parçalar olarak görüyordu. Aynı sene Venüs'ün Ay benzeri evrelerden geçtiğini gördü ve Venüs'ün Güneş etrafında döndüğü sonucuna vardı.  Ama bu gözlemini Dünya'nın Güneş'in etrafında döndüğü tezi için kullanmadı, sadece Venüs'ün Güneş etrafında döndüğü sonucuna vardı.
Galileo, "modern gözlemsel astronominin","modern fiziğin", "bilimin ve "modern bilimin" atası olarak tanımlanmaktadır. Stephen Hawking, "Galileo, modern bilimin doğuşunda muhtemelen diğer herkesten daha büyük bir role sahiptir," demiştir.

Galileo Galilei (1564 - 1642), gerek bulguları ile gerekse Engizisyonla çatışmayı göze almasıyla çağının en dikkate değer bilim adamıdır. Cisimlerin hareketlerini yöneten yasaların (dinamiğin) incelenmesi onunla başlamıştır. Pisa daki eğn kulede yaptığı deneyle cisimlerin serbest düşme yasasım bulmuştur.

Galileo Copernicus'un Güneş merkezli teorisini benimser ve teoriyi kanıtlamak için ilk kez teleskopu yapar. Ayın yüzeyinin kusursuz ve pürüzsüz değil, kayalıklı dağ ve vadilerle kaplı olduğu görülür. Geleneksel öğretinin gök cisimlerinin yediden fazla (güneş, ay ve beş gezegen) olamayacağı savı. Jüpiter gezegeninin çevresinde Kepler yasalarına göre dönen dört uydusunun saptanması ile bir anda geçerliliğini yitirir. Kilise adamları Galileo'nun dünyanın güneş çevresinde döndüğü iddiasının Kutsal Kitap'da yer alan Yeşu'nun Güneş'e hareketsiz durma emri yolundaki beyanlara ters düştüğüne dikkat çektiler. Engizisyon toplandı ve aldığı karar bilim tarihinde çok önemli bir belgedir.

1. Güneşin evrenin merkezi olduğu ve yerinden hareket edemeyeceği düşüncesi saçmadır, felsefe bakımından asılsız, dine açıkça aykırı, Kutsal Kitap'a da açıkça aykırıdır.

2. Dünyanın evrenin merkezi olmadığı, günlük hareketle döndüğü saçmadır, felsefe bakımından asılsızdır, teoloji bakımından da imanda yanlış ve temelsizdir.

Galileo 26 Şubat 1616 günü yargıçların buyruğunu yerine getirdi. Copernicus'un görüşlerini benimsemeyeceği, sözle ya da yazıyla öğretmeye kalkışmayacağı konusunda ant içerek söz verdi. Giardino Bruno'nun diri diri yakılmasının üzerinden 16 yıl geçmişti. 1632 yılında yayınladığı İki Büyük Yer Sistemi, Ptelomais ve Copernicus Sistemleri Üzerine Konuşmalar adlı eserleri, bütünüyle Copernicus'a hak veren düşüncelerle kaplıydı. Bu sefer Engizisyon tarafından ev hapsi ile cezalandırıldı. 1637 yılında kör oldu. 1642 de (Newton’un doğduğu yıl) öldü.


Galileo hem Aristoteles'i hem de Kutsal Kitabı şüphe ile karşılamış, bu yolla ortaçağ bilgi kalesini yıkmıştır. (Russel: 1962,1972).




Gelelim kitap yorumuna: Alexandre Najjar, çok önemli bir kişiye, Galileo Galilei'ye romanında yer vermiş. Bu bakımdan beni romana ilk çeken şey bu oldu. İkincisi güzel bir aşk vaadi vardı, evet aşk da vardı kitapta; ancak beni pek tatmin etmedi. Kitapta beni tatmin eden şeyler 17. yüzyıl Floransa'sı, Galilei ve gökbilim idi. Bu üçü birleşince ilgimi cezbetmemesi mümkün değildi. Nitekim, her ne kadar Najla ve Françouis'in (Francesco diyorlar İtalya'ya gelince) aşklarını "fantastik" bulsam da gözüme de çok batmadı.

Francesco, Galilei'nin yanına öğrenci olarak alınır, nedeni de denizler hakkındaki bilgisidir. Galileo bir alet tasarlamıştır, denizde ufku yakınlaştıracak ve kilometrelerce uzağı gösterecek bir allettir bu. Francesco bu aleti denemek için denizlere açılır. Pek tabii ki Najla da o gemidedir!

Bu alet birçok kişinin dikkatini çekmektedir: Osmanlılar, İspanyollar, Araplar vb. Ve bu aleti ele geçirmek isteyenler vardır. Sürpriz bir isimin ihaneti ile bu girişimi gerçekleştirmek kolay hale gelecektir. 

Konuyu çok anlatıp spoilera boğmak istemiyorum. Özellikle ilk başları ve sonsöz kısmını çok sevdiğimi söyleyebilirim. Galilei'nin 2. mahkemedeki konuşması ve ardından mektubu ile bitiyor  kitap.  O meşhur sözünü de söylüyor: "Yine de dönüyor!"




Bu kitap benden 3 YILDIZ aldı.

P.S.: Kopernik'i de okumak bana farz oldu. Owen Gingerich'in Kopernik'in Unutulmuş Kitabı, benim kitaplığımda unutulmadan okumalıyım sanırım :)

0 yorum:

Yorum Gönder