Jill Paton Walsh - Meleklerin Suskunluğu (Bahar Okuma Şenliği'14 - Kitap No: 2)

By | 12:03 2 comments






Orijinal Adı: The Knowledge of Angels
Yayın Yılı: 2014
Sayfa Sayısı: 302


Meleklerin sustuğu bir zamanda, Akdeniz’deki bir adanın huzuru, iki ‘öteki’ yüzünden bozulmak üzeredir.Balıkçılar tarafından denizden kurtarılan inanca ve kurulu düzene meydan okuyan bir kazazede…
Annesi tarafından terk edildikten sonra kurtlar tarafından emzirilen, Kilise ve Devlet arasındaki hassas ilişki hakkında hiçbir şey bilmediği halde masumiyetiyle tehlikeli bir deneyin konusu olacak bir çocuk… Ve masum hamlelerle başlayıp felsefi tartışmalarla birlikte derin karanlıklara giren bir oyun…



Jill Paton Walsh hakkında kısa bilgi: 1937 doğumlu olan yazar kitaplarıyla birçok ödül almıştır. Meleklerin Suskunluğu kitabı 1994 yılında prestijli Man Booker Ödülü'nde finale kalmıştır. Daha çok çocuk edebiyatı alanında eserler vermiş olan yazar, İngiliz Edebiyatına yaptığı katkılardan dolayı 1996 yılında İngiliz Onur Nişanı'na layık görülmüştür. 



"Bu hikaye doğrudan olmasa da Chalons Hizmetçisi'nin gerçek hikayesine dayanmaktadır. - bknz. Rousseau, Epitre II sur L'Homme.

Mayorka benzeri bir adada geçer ama Mayorka değildir; tarihsel olarak 1450'lere dayanır gibidir ama 1450'de geçmez. Bir roman her zaman bir şekilde yazıldığı tarih ve mekanla alakalıdır." 


- Jill Paton Walsh





Chalons Hizmetçisi Marie-Angélique Memmie Le Blanc (1712-1775)'i temsil eden bir resim

9-19 yaşları arasında Fransa'daki ormanlardan birinde kurtlara karşı koyarak hayatta kalmış bir kız olan Marie-Angélique Memmie Le Blanc 1731 yılında Songy köylülerince bulunmuş. Aslında Amerikan Yerlisi kökenli imiş. Bulunduğunda tipik hayvani davranışlarda bulunuyormuş, daha sonradan eğitilmiş. 




Yorumum: 

Bir ada hayal ettiğinizi düşünün. Ama bu ada bildiğiniz hiçbir yere benzemiyor. Ciudad bu adanın adı. Kardinal ise Severo adlı biri. Ada Hristiyanlık inancının baskın olduğu bir yer ve Hristiyan inancının dışındaki tüm inanışlara kötü gözle bakılıyor (bir yerden tanıdık geldi mi?). 

Adada bir gün, yani aynı gün, adada yaşayanların bir kısmı dağda buz gömmek için (yazın satacaklardır) gittikleri yere yakın bir yerde vahşi bir kurt-kız bulurken; diğerleri de uçsuz bucaksız denizde kıyıya doğru yüzen artık takati kalmamış bir adam bulurlar. 

Kurt kız tamamen vahşi bir yaratıktır. Öldürülmek üzere iken Jamie adındaki köylülerden biri sayesinde kurtulur. Köylüler kızı garip bir yaratık sandıkları için ininde öldüreceklerdir ama Jamie onun insan olduğunun farkına varır ve buna engel olur. O günden sonra da kız köye getirilir.


Aynı anda Palinor adlı bir adam da denizden kurtarılır. Yaşatılır ve köye getirilir. Palinor, Aclar diye bir yerden geldiğini söyler; ancak ortada garip bir gerçeklik vardır ki kimse Aclar diye bir yerin adını daha önce duymamıştır. Ve yabancının akıbeti kesinliğe kavuşturulmadan türlü yere başvurması (bürokrasi icabı) gerekir. Tüm bu süre içinde yabancı "ateist" olduğunu söylediği için dehşete düşerler. Bir insan Tanrı denen kutsal varlığa nasıl inanmaz?! Tanrı aşkına! Agnostik olduğunu söylerler ama Palinor nettir: "Hayır, ben Tanrı'nın varlığına inanmıyorum!"

Severo ve sadık rahip Beneditx, hem Palinor'un hem de Amara adı verilen kurt-kızın varlığından haberdar olurlar. Sonra akıllarına bir deney yapmak gelir. Tanrı bilgisi insanın içinde doğuştan mı vardır, yoksa sonradan çevresinden duyarak mı edinilir?

İşte bu savı test etmek için Amara'yı, kızın yanında Tanrı ve onunla ilgili şeylerden bahsetmeyeceğine yemin etmiş rahibelerin yanına, Sant Clara'ya götürürler. Kızın burada vahşiliği eğitilecek ve teste hazır hale gelecektir. Tüm bu süreç içerisinde de Severo ve Beneditx, Palinor ile konuşarak çok tehlikeli sorgulamaların içinde kendilerini bulacaklardır. 

Öyle ki bir kafiri inanca ikna etmeye çalışırken ya siz inancınızdan olma tehlikesi ile karşı karşıya kalırsanız ne yaparsınız? İnancınızın ne kadar sağlam olduğunu test etmek ister misiniz? Peki ya inanç için ne kadar ileri gidilebilir? İnanç sorgulanabilir mi? Ya bir başkasının inancına müdahale etmek sizi Tanrı katında iyi bir yere mi oturtur, yoksa günah mı işlersiniz? Bir insanın masumiyeti başka birinin inancı için feda edilebilir mi?

İçinde çok hoşuma giden felsefi sorgulamaların olduğu bir kitaptı. Yazmaya kalksam kitabın yarısını yazmam gerekiyor, o yüzden yazmıyorum. Kitap çok iyi çevrilmiş, edite edilmiş ve gerçekten merak ettiren bir üslupla yazılmış. Amara ve Palinor adlı iki kişinin sebep oldukları, Severo ve Beneditx'in sorgulamaları, Josefa ve Jamie'nin iyi yürekleri, hepsi hikayede çok önemli yer tutuyorlardı. Ama özellikle Amara'ya çok üzüldüm; masumiyetinin insanlar tarafından kirletmesi (hem fiziki hem de zihinsel olarak diyorum) insan ırkının iğrençliğini bir kez daha görmemi sağladı. Bizler o kadar zarar verici olabiliyoruz ki... Özellikle felsefi sorgulamalar içeren kurgu kitapları sevenlere kitabı kesinlikle tavsiye ederim. 


Bu kitap benden 4 YILDIZ aldı.


2 yorum: Leave Your Comments

  1. Süper bir yorum olmuş. = ) Kitap, evvela kapağıyla ilgimi çekti. Yurtdışındaki mezarlardaki melek heykellerine bayılırım niyeyse. İnsanı düşüncelere sevk eden bir kitap olması da harika. Vaktini bulursam, bir gün okumak isterim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler. Bence kesinlikle okumalısın. Hem düşündürücü hem de merak ettirici bir kitap. Kapağının çok sade ve güzel olması da cabası. Ben de çok ama çok severim melek heykellerini :))

      Sil