Yazar: Loise Welsh
Sayfa Sayısı: 136
Basım Yılı: 2008
Yayınevi: Alef Yayınevi
Yıl 1593, İngiltere tarihinin en kritik döneminde, tahtta Kraliçe II. Elizabeth oturuyor. Londra bıçak sırtında. Veba ve savaş tehditlerinin ardından yabancılara hoş gözle bakılmıyor, mızrak uçlarında kesik kafalar sallanıyor. Timurlenk Ölmeli, Tanrı’ya ve devlete kafa tutmaya cüret eden ve lanetlenmekten daha beter kaderlerin olduğuna tanıklık eden oyun yazarı Christopher Marlowe’un son günlerini anlatıyor. Elinizdeki romanda yazar, Marlowe’un en ünlü karakteri Timurlenk’in kiliseye ve kraliyete “aykırı düşüncelerini” gözler önüne seriyor, veba salgını ve savaşlarla boğuşan İngiltere’de dönemin ahlaki ve dinsel geleneklerine karşı gelen bir yazarın esrarengiz bir şekilde öldürülmesini etkileyici bir dille anlatıyor.
Christopher Marlowe Hakkında Bilgi:
Christopher Marlowe (d. 26 Şubat 1564 - ö. 30 Mayıs 1593): İngiliz asıllı şair, oyun yazarı.
Christopher Marlowe, 26 Şubat 1564'te Canterbury'deki St. George Kilisesi'nde vaftiz edilmiştir. Canterbury'de yaşayan ayakkabıcı John Marlowe ve Katherine çiftinin oğullarıdır. Çok zeki bir kişi olduğu için zamanının en iyi eğitimini almıştır. 15 yaşına kadar burslu olarak yerel ileri derece okulu bitirmiş; Cambridge Üniversitesi'ne girmiş; 1584 de lisans (BA) ve 1587de lisans-üstü (MA) dereceler almıştır. University Wits dram topluluğu üyelerinden biriydi ve master yıllarında oyun yazarlığına başladı. Marlowe 7 tane oyun yazmıştır. Marlowe'un oyunları hem kendi hayatında hem de ölümünden sonra zamanımıza kadarki dönemlerde seyircilerin çok ilgisini çekmekle beraber kapsamaları dolayısıyla her zaman tartışmaya yol açmışlardır. İşledigi temalar ve konular arasında Doctor Faustusda ateistlik ve şeytana tapma, Edward IIde eşcinsellik ve The Jew of Maltada anti-semitik Yahudi düşmanlığı bulunmaktadır. Ayrıca Marlowe İngiliz edebiyatı içinde Hero and Leander adlı uzun şiiri ve The Passionate Shepherd to His Love (İhtiraslı çobandan sevgilisine) adlı kısa bir şiiri ile de ünlüdür.
Kitabın İçinden:
"Nedir ki hayatlarımız? Bir tutku oyunu;
Neşemiz, parçalanmışlığın müziği;
Kulisimiz olmuş analarımızın rahmi,
Bu kısa komedi için kostümlerimizi giyerken.
Neşemiz, parçalanmışlığın müziği;
Kulisimiz olmuş analarımızın rahmi,
Bu kısa komedi için kostümlerimizi giyerken.
Cennet, şaşmaz terazili izleyici,
Oturmuş, yazar tek tek yalanı yanlışı;
Saklar mezarlarımız bizi güneşin teftişinden T
Oturmuş, yazar tek tek yalanı yanlışı;
Saklar mezarlarımız bizi güneşin teftişinden T
ıpkı oyun sonlandığında kapanan perdeler gibi.
İşte nihai huzur için oynuyoruz adım adım,
Ne var ki gerçekten ölüyoruz, yoktur şakası."
Ne var ki gerçekten ölüyoruz, yoktur şakası."
- İnsan Hayatı Üzerine, Sir Walter Raleigh
"Göğe doğru var gücüyle uzayabilecek daldır kesik."
- Doktor Faustus, Christopher Marlowe
Bu açıklamayı yazmak için dört mumum ve bir de akşamım var. Yarın bu kâğıtları son gerçek dostuma teslim edeceğim. Olur da akşama sağ çıkarsam, bu kâğıtlarla pipolarımızı yakarız. Ama dönmemek de var; bu sayfalar gün ışığına çıktığında farklı bir çağa girilmiş olur da sözlerim tarafsız gözlerce değerlendirilebilir umuduyla, bu açıklamayı uzun süre keşfedilmeyecek bir yerde saklasın diye onu sıkı sıkı tembihledim.
Ey okuyucu, nasıl bir gelecekte yaşadığını gözümde canlandıramıyorum. Kim bilir belki dünya tepeden tırnağa değişmiştir, insanlar dürüstleşmiş, savaş, yokluk ve kıskançlıklar yeryüzünden silinmiştir. Eğer öyleyse, bu sefil tutku oyunundaki oyuncuların yaptıklarıyla hayrete düşeceksin. Ama eğer bizim gibi biriysen belki anlayabilirsin ve eğer bizim gibi biriysen hiçbir şey öğrenmeyeceksin; öğrenmeye değer tek dersi sana bahşetmeme, yani hayattan daha büyük bir ödülün olmadığını söylememe rağmen. Gelecek nasıl olursa olsun, eğer bu satırları okuyorsan, okudukların, gönlünce yaşamış ve eceliyle değil, haksız yere ölen ve nasıl yaşanacağını bilmiş bir adamın sözleri olacak. Aşağıdakiler, katlime yol açan koşulların yalansız bir dökümüdür.
Ey okuyucu, nasıl bir gelecekte yaşadığını gözümde canlandıramıyorum. Kim bilir belki dünya tepeden tırnağa değişmiştir, insanlar dürüstleşmiş, savaş, yokluk ve kıskançlıklar yeryüzünden silinmiştir. Eğer öyleyse, bu sefil tutku oyunundaki oyuncuların yaptıklarıyla hayrete düşeceksin. Ama eğer bizim gibi biriysen belki anlayabilirsin ve eğer bizim gibi biriysen hiçbir şey öğrenmeyeceksin; öğrenmeye değer tek dersi sana bahşetmeme, yani hayattan daha büyük bir ödülün olmadığını söylememe rağmen. Gelecek nasıl olursa olsun, eğer bu satırları okuyorsan, okudukların, gönlünce yaşamış ve eceliyle değil, haksız yere ölen ve nasıl yaşanacağını bilmiş bir adamın sözleri olacak. Aşağıdakiler, katlime yol açan koşulların yalansız bir dökümüdür.
***
Zincire vurmuşum kader tanrıçalarını,
Sımsıkı tutuyorum,
Talihin çemberini çeviriyorum elimle,
Güneşin batmasına kalmaz,
Ya mağluptur Timurlenk ya hâkimdir evrene.
Sımsıkı tutuyorum,
Talihin çemberini çeviriyorum elimle,
Güneşin batmasına kalmaz,
Ya mağluptur Timurlenk ya hâkimdir evrene.
Geçtiği yerde taş üstünde taş bırakmayan Muhteşem Timurlenk’in bileği hiçbir zaman bükülemedi. Ama onu ben yarattım, öfkeli Tanrıların hepsini ezer geçerim. Düşmanım haline geldiğini anladığım anda yarattığımı yok ederim.
Yorumum: Elizabeth İngilteresi. Veba ve Savaş kasıp kavuruyor. Christopher Marlowe -tanrıtanımaz büyük oyun şairi - son günlerini yaşıyor; zira Dr. Faustus ile sınırları aştı, Timurlenk adlı eseri inançsızlığını cesurca göstermenin sınırlarını zorluyor. Birileri onun ölmesini istiyor. Ama kim?
Google'a Christopher Marlowe yazarsanız ölümündeki sır perdesinin hâlâ aralanamadığını görürsünüz (Marlowe'un hayatı ve ölümü gizemlidir. Devletin bir gizli ajanı olduğuna dair elde belgeler bulunmaktadır. 27 yaşında iken bir bar kavgası sırasında başına bir kama saplanması ile öldürülmüştür. Ateist olması veya eşcinsellik konusu işlemesi dolayısıyla hükümet yanlılarınca bir suikasta uğraması veya işlediği konuları sevmeyenlerin bir komplosuna kurban gitmesi hala tartışılmakta olan konulardandır. Bazı kişilerse ünlü İngiliz oyun yazarı William Shakespeare tarafından yazılmış olduğu kabul eden ünlü oyunların gerçekte Marlowe tarafından yazıldığını iddia etmişlerdir.).
Bu novella -kısa öykü- Louise Welsh(Orange Prize ödüllü İskoç yazar)'in başarılı öykücülüğü ile sahlanmış. Adeta içinde yaşadım. Ve okuyunca aklımdan şu söz geçti: "Bir arkadaş tanıdığın bir düşmandan başka birşey değildir."
Yazar Marlowe'un ağzından bir cümle yazmış. O cümle ile yorumumu bitiriyorum: "Hayat kazanmaya değer tek ödüldür."
NOTUM: 5 YILDIZ
*** Önemli Not: Kitap eşcinsel öğeler ve ateistik düşünceler içerir, bilginize...
Kitabı bugün bitirdim. Goodreads'teki öneri için teşekkürler. Gerçekten çok eğlenceliydi okuması. :)
YanıtlaSilMerhaba. Beğendiğine sevindim. Benim için çok güzel bir okumaydı. Türü zaten çok severim:) Marlowe'u da merak etmeme sebep oldu bu eser.
Sil