"Okuyucunun merhametine ve affına boynu bükük sığınıyorum, bu kusurlu yaratım adına."
- Elizabeth Cleghorn Gaskell
Nereden başlasam…
Aslında "AltınBilek Yayınları" yazarın Wives and Daughters (Eşler ve Kızlar) adlı kitabını
çevirmişti (bknz. bir sonraki Gaskell okumam). Ama ya North and South? Hani o
BBC dizisi ile içimize işleyen, hem sosyal konulara cesurca değinen hem de
harika iki karakter arasındaki aşkı işleyerek bu uzun mu uzun ve -işçi ve sendika üyesi Nicholas Higgins ve eski Rahip Bay Hale gibi sağlam karakterlerle
güçlendirilmiş- muhteşem roman neden hala dilimize kazandırılamamıştı? Bunun
nedenine cevap veremem ama işte yıllar sonunda elimizde bu değerli klasik
eser.
İlk önce kapağına değinmek isterim:
Kuzey yazısının kalın harflerle ve oldukça sert bir şekilde yazılmasına karşın
Güney yazısının ne kadar yumuşak ve gösterişli olduğunu fark ettiniz mi?
Hikayenin çıkış noktası işte burası. Bu eser büyük yazar Charles Dickens’ın
ellerine geldiğinde adı Margaret Hale (hikayemizdeki heroine – ana kadın
karakter) imiş. Dickens bunu okumuş, hayran kalmış ve içinde barındırdığı zıtlığa ithafen "Kuzey & Güney" olmasında ısrar etmiş. Gaskell de kabul etmiş ve Dickens’ın yayınevinden
çıkınca bu adla ve bazı düzeltmelerle birlikte 1855 yılında çıkmış.
Çok sevgili Bayan Gaskell, size
hayranlığımı yüz yüze belirtemeyeceğim ama gelin eserinizin ben de yarattığı
duyguları şuracığa dökmeme izin verin:
Güney’de başladı hikaye; Helstone’da
(Hampshire’ın o yeşil kasabalarından birinde) yeşilliklerin arasındaki küçük
bir papaz evinde Rahip Hale, Bayan Hale ve kızları Margaret ile hizmetçileri
birlikte mütevazi bir hayat yaşıyorlardı.
Bay Hale kilisenin bazı kuralları aklına yatmaz hale
geldiği için rahiplikten ayrıldığını söyledi ailesine. Üstelik de kuzeyde bir sanayi
kasabası olan Milton’a (Manchester’ın Cottonopolis yani pamuk şehri olarak
adlandırıldığı zamanlarda işte, o zamanki koşulları bir düşünün) gideceklerdi, ne büyük şok! Ah vahlar arasında aile Milton’a
taşındı. Margaret Hale güneyin aşkı dolu olan bir genç kızdı ve kuzeye karşı önyargılıydı ilk başta. Bu sanayi
kasabasının yaşayışı ve insanları ilk başta ona çok kaba gelmekteydi. Öyle ki hayat burada ne sakindi ne de huzurlu!
II. Sanayi
Devrimi’nin en cafcaflı dönemleri, fabrikalar harıl harıl dokuma kumaş üretiyorlar,
patronlar hırslı, işçiler öfkeli ve patlamaya hazır. Hadi bir gözünüzün önüne
getirin: Bir yanda parayı elinde bulunduran ve çok da eğitimli olmayan ama ticari
zekalarını kullananlar patronlar (aristokrasinin yavaş yavaş değerini kaybetmeye başladığı -en azından bir kesimin gözünde- zamanlardayız), bir yanda da günlük çok çok cüzi ücretle en az 10 saat
çalışan ve ailelerini geçindirmeye çalışan işçiler ve aileleri. Ve tabii ki güneyden
gelen ve işçileri sadece tarlalarda görmüş eğitimli ve Helstone’a aşık Margaret
Hale.
Civarın en bilindik ve eğilmez
bükülmez fabrika sahiplerinden biri olan John Thornton ise Margaret’ın gözünde
acımasız bir patron. John Thornton, soyadından da anlaşılabileceği gibi bir gülün dikeni kadar sert ve yaralayıcı olabilir gibi görünüyor dışarıdan. Ancak zaman geçtikçe ve birbirini tanıdıkça tarafların ön yargıları yavaş yavaş yıkılmaktadır. Zaman geçtikçe ve araya açıklanamayacak kadar
önemli bir sır ve birçok acı tecrübe girince bu ikili birbirinden uzaklaşırlar. Hüzünlü günler, sorgulamalar ve olaylar devam eder...
Devamını ise okuyun da görün, ne kadar anlatsam az kalır.
Değinmek istediğim belki de en önemli
husus Gaskell’in o harika öykücülüğü, ince anlatımı ve doyurucu cümleleri… Kitabı
okurken müthiş edebi bir zevk aldım. Hele ki dönemin şartlarının
karakterlerinin ağzından tartışıldığı ve değerlendirildiği bölümler beni benden
aldı. Karakterler çok sağlam kurgulanmış (her bir karakteri kendi içinde çok sevdim, ve oldukça insani buldum; yani sanki gerçek karakterlerdi hepsi). Hikaye muhteşem. Tıpkı tanıtımda
yazdığı gibi, “Her şeyi değiştiren
bir tanışma… Delicesine bir aşk… Yürek yakan sorgulamalar… Tadı damakta kalan
bir edebiyat şaheseri…”
Her şeyi ile harika bir eser okumak istiyorsanız,
klasik bir eser olduğunu da göz önüne alarak -hele ki hala Gaskell gibi
döneminin en önemli yazarlarından biri ile tanışmamışsanız- bence kesinlikle
alıp okumalısınız!
Elizabeth Gaskell hakkında detaylı bilgi için: http://bookowski-tkkb.blogspot.com.tr/2014/01/bir-olumsuz-eser-elizabeth-gaskell.html
E. Gaskell’den okuduklarım:
1. * Mary Barton (Yorum için yukarıdaki linke tıklayınız)
2. * Kuzey ve Güney
Sıradaki eser: Eşler ve Kızlar
Tüm Gaskell eserlerinin de Altın
Bilek Yayınlarından çıkacağını duyurmuş olayım tekrar, ne harika bir haber!
ablam devamı kitapta dedin ya yıktın hayallerimi.tam yoruma kaptırmış son hızla okuyordum halbuki..
YanıtlaSilen kısa zamanda okuyacağım mutlaka..yorum artı bilgiler için de teşekkürler..
Kuzum ne yapayım, gerisi spoiler olacaktı. Heyecanı da orada zaten. Kesinlikle oku canım, başta sıkılsan da hikaye açılıyor ve harika bir yön alıyor. Ricalar olsun :)
SilKitap elimde ben de harıl harıl okuyorum :) Klasiklere karşı önyargım olsa da bu kitabı cidden çok beğendim. Hele baştaki o durağanlığı aştıktan sonra akıp gidiyo sayfalar
YanıtlaSilBen bir klasik aşığımdır. Özellikle kadın klasik yazarları çok severim. Austen, Bronte'ler... Şimdi ise hepsinden öte bir Gaskell var benim için, keyifli okumalar :)
SilSağolasın :) Gaskell'i Austen'den daha çok sevdim. Dönemi gerçekçi bir bakış açısıyla vermiş. Ön yargımı da kırdı kesinlikle :D
SilŞu anda okuyorum. İlk 60-70 sayfasında feci sıkıldım ama açıldı roman okuyorum ...Umarım ben de senin aldığın tadı alabilirim...
YanıtlaSilAblam ilk başta hikaye durağan ama sonradan açılıyor senin de dediğin gibi. Dönemin sosyal koşullarını çok ama çok iyi yansıtmış yazar. O dönem ile ilgili bilgileri de göz önüne alarak okunduğunda müthiş bir haz alınma potansiyeline sahip. Umarım sen de aynı tadı alırsın senin de dediğin gibi. Margaret ve John harika bir ikili. Hele o son... Ah, harika!
SilOkuduğum en muhteşem kitaplardan biriydi, hala boş vakitlerimde göz atarım sevdiğim bölümlerine...
YanıtlaSilYorumunuzu yeni gördüm kusura bakmayın. Gaskell bir mücevher bence.
Silkitap harika bölümüm gereği ingilizce okudum türkçeye nasıl yansıtılmış bilemiyorum ama cok yönlü bir kitap,dönemin şiirleri kadar romanları da dönemi yansıtma konusunda fazlasıyla usta,çok güzel bi kitap😊
YanıtlaSilpaylaşımınıza teşekkürler... kitabı okudum, diziyi de seyretmek istiyorum.
YanıtlaSil